mukanhan: ...bunun disinda gunluk hayata, dunyadaki nesnelere, seylere, olaylara dair 'bildigimiz' seyler aslinda bilgi falan degil, sadece onemsiz malumatlardir. bir insan dogru kaniya sahip, asmis bi insan olabilir; fakat idealarin bilgisine erisemedigi surece o kisinin gercekten bir sey bildigi soylenemez.

mukanhan: Bu da ciddisi : sokrates'in kastettigi anlamiyla paradoks olmayan onerme. sokrates'in ve sokrates'in boy gosterdigi diyaloglarin yazari platon'un bilgi anlayisina bakacak olursak, gercek bilgi ile kani (ya da inanc (bkz: doxa) (bkz: true belief)) arasinda keskin bir ayirim yapilmis oldugunu goruruz. buna gore bir insanin bir seyi bilmesi, gercek bilgi sahibi olmasi, o seyin formunun (ya da ideasinin) bilgisine sahip olmasi demektir.

mukanhan: Bu bir mizah anketi değil mi :)) İnternette araştırırken şunu buldum : 'Selçuk erdem'in vakt-i zamanında 'sorgu odasındaki sokrates' kompozisyonunda dile getirip tebessüm ettirdiği meşhur replik: -konuş ulan! -bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir. -?'

fisun: Bence felsefe tarihinde ki en güzel sözlerden biridir bu... anlamak isteyen çabalar ve anlar mukanhan, uzun uzadıya anlatsaydı şimdi bu sözle anılmış olmazdı...

mukanhan: Çokşey bilmesine rağmen bir kişi neden hiçbir şey bilmiyorum der? Çok basit bir soru oldu belki ama felsefenin bazen basitliğe ihtiyacı var sanırım :)

fisun: Sokrates olmasın O?

danzig: Aristotales :))