fisun: O yasaklanan yayınları kimler okuyordu? yinebir avuç kesim. halk okumuyor ki yasaklanan yayını görsün. Onu gören biziz, bir avuç insan. O sizin özgürlüğünü savunduğunuz halk, o yayınları zaten okumuyor! Yukardaki , rahat mekanınızdan inin ve aşşağıda neler oluyor bir bakın. Okumuyorlar, eğitilmek için uğraşmıyorlar, ve de çocuklarını eğitmiyorlar. Biz de yeni anayasa için çene patlatıyoruz. Atesh ve su kardeşimin dediği de bu zaten....

fisun: yardım için iktidara oy veren, halkın içinde oturuyorum ben. Bunlar münferit değil, toplumun çoğu bu durumda. Ben yaşıyorum ve görüyorum bu rezilliği, peki siz niçin göremiyorsunuz? Şu çok savunduğunuz, özgürlüğü elinden alınmış halkınızla, iç içe yaşamıyor musunuz acaba? Gerçeğin sadece okuduklarımızda değil, yaşadıklarımızda da olduğunu ancak , gerçekle yaşadığımızda öğreniriz.

fisun: Sizin verdiğiniz verilerle işleseydi herşey, ortalık güllük gülistanlık olurdu. hayatta herşey veriler eşliğinde yürümüyor. Bu halk cahil gerisi maalesef boş. eğitilmek ya da eğitmek için uğraşmıyorlar da. Ben etrafımdaki aileleri görüyorum, size mi inanayım, gözlerime mi. Elindeki çöpü hala balkonundan atan toplumdan bahsediyorum. kamuda çalışan, iyi giyinen ve bunları yapmakla cahilliğinden kurtulduğunu sanan toplumdan. Aldığı yardımı hakketmeyen(çünkü fakir değil, ama yardım alıyor) ama bu

fisun: Kendi kişisel tercihlerini geliştiremezler. bu % 47 lik kesimin ne kadarı okumuş, ne kadarı araştırıyor, ne kadarı nelerden haberdar, sizin haberiniz var mı. Cehalet diz boyu hala bu ülkede. Sadece akademik bilgilerle olmuyor herşey. Bu halka verdiğiniz özgürlükleri nasıl değerlendirdiklerine de bakmak lazım. çoğunun haberi bile yok ki, kendileri için yapılan yasaları% kaçı biliyor, öğrenmeye çalışıyor. Yani ilk önce eğitilecek bu insanlar, sonra demokrasi gelecek.

fisun: Ne yapsınlar sayın general? Cumhuriyeti önlerine atıp yedirsinler mi? Sizin göremediğiniz bu. Karşı devrim!. Ve ne yazık ki etki her zaman tepki getirir. Demokrasi falan palavra bu ülkede. Demokrasi ilk önce aile içinde başlar, bildiğiniz üzre! Eğer siz aile içinde kadınlarınıza baskı yaparsanız, çocuklarınızı sopayla eğitirseniz, din baskısıyla eğitim verirseniz , o ülkede ki demokrasiyi algılayamazlar zaten. din istiyor diye, babaları istiyor diye yaparlar herşeyi.

general_X: Nokta dergisinin; darbe planlarını içeren bir günlükten pasajlar yayınladığı için TSK talimatıyla polis baskınına uğraması, dosya ve bilgisayarlarının kopyalanmasını, bir sayı daha çıkardıktan sonra kapanmasını, Genelkurmay Başkanı'mızın 'arşivleri tarattım, böyle bir şeye rastlamadım' açıklamasını da özgürlükçülük ve demokrasi adına atılmış olumlu bir adım olarak görüyorsunuz herhalde? Bu olay ne zaman mı oldu? 85 sene önce değil, bahsettiğiniz 84 yılın 84.sünde, yani en sonuncusunda.

general_X: Sayın atesh_ve_su zahmet ettim Çağdaş Türkiye Tarihi üzerine biraz kitap okudum ve iddia ettiğinizin aksine 84 yılda özgürlükçülük ve demokrasi adına (vatandaşlara) o kadar da imkan verilmediğini gördüm. En basitinden yasaklanan yayın adetlerine baktım: 1923-1938 arası; 132 adet, 38-50; 108, 50-60; 151, 61-73; 148 adet. 73 sonrası için net rakam yok. Hele hele 80-83 arasını düşünmemek en iyisi. Afedersiniz ama acaba hangi özgürlükçülük ve demokrasi imkanından bahsediyor sunuz?

atesh_ve_su: kaldı ki din devletinin temelleri çoktan atıldı. beş yıla kalmaz türkiye iran'dan beter olur ( o zaman da iran inadına laik olur ya ). sözde özgürlükçü ve demokratik anayasayı gelsinler benim külahıma anlatsınlar. gerçi külahım da bunlara inanmaz, ama en azından dinler :)

atesh_ve_su: ama bizim türk milleti aşırı muhafazakar olduğu için bu eşitlige ve diğer gerekli yeniliklere izin vermedi, vermiyor. bu yüzden türkiye hiçbir zaman özgür ve demokratik bir ülke olamayacak. çünkü türk milletinin çoğunluğunun zihniyeti demokrasiyi ve özgürlük anlayışını hazmedemiyor. bugün türkiye'de herkes gericilik sevdalısı olmuş ne yazık ki...

atesh_ve_su: bu yüzden kadın erkek eşitliği yok, ki bir toplumun kalkınması için kadın-erkek eşitliği ilk ve en önemli adımdır! bakın avrupa'ya. ortaçağda, kilisenin kadınları toplumun dışına ittiği sıralarda halk sefaletten ölüyordu. kadın-erkek eşitliği geldi, bugün bütün dünya onların etrafında dönüyor.

atesh_ve_su: türkiye, halkının aşırı muhafazakarlığı yüzünden gelişemedi. insanlar yeniliklere, reformlara açık değiller. 'biz böyle gördük böyle yaşarız' mantığıyla yüz yıl önceki zihniyetler, gelenekler, düşünceler, bilmem neyler 'muhafaza' ediliyor.

fisun: Ben ne demişim arkadaşım? Tepkisiz toplum olduğumuz müddetçe bu böyle gider.. Benim ' tepki gösterin' demem mi yanlış anlamadım. Buyrun o halde oturup sadece ağız dalaşı yapalım, ona buna laf atalım, böyle mi çözülecek peki. Hiçbirşey için geç değil, tepkinizi göstermek için sizleri davet ediyorum , hadi bakalım oturacağınıza bir ucundan da siz tutun. yok öyle işçi sınıfı , sermaye sınıfı sloganları, yapıcı olmak istiyorsanız , tam zamanı.....Editör atacak beni burdan, sizin yüzünüzden:)

mukanhan: Türkiye'de demokrasinin ve özgürlüklerin tam olarak yerleşememesinin ve hazmedilememesinin nedeni ne acaba? Bence İşçi ve sermaye sınıflarının olmayışı. Sizce?

atesh_ve_su: durmadan özgürlükçülükten ve demokrasiden bahsediliyor. lütfen kendimizi kandırmayalım. türkiye 500 sene sonra bile özgür ve demokratik olamaz. 84 yıl boyunca verilen imkanlara rağmen olamadı, bu saatten sonra hiç olmaz. ama eğer siz buna kendiniz de inanıyorsanız sorun yok...

atesh_ve_su: zira bu prosedürler avrupa için normal ve olağan, fakat türkiye için değil. her yer isviçre veya avrupa gibi değil. türkiye'nin koşulları apayrı. avrupa'da alışık olduğumuz sistemler, prosedürler bilmem neyler türkiye koşulları için uygun değil, yani bunların türkiye'de uygulanması imkansız.

atesh_ve_su: bunlar olması gereken prosedürler, evet. ama ben de zaten türkiye'de hiçbir şeyin olması gerektiği gibi olmadığını söyledim. bu her konu için geçerli. siyasette hiçbir şey olması gerektiği gibi değil. sosyal yaşamda hiçbir şey olması gerektiği gibi değil. dolayısıyla bu prosedürlerin türkiye'de uygulanmasını beklemek abartılı iyimserlikten başka bir şey değil...

mukanhan: Ateş ve Su kısmen haklıdır bence. Türkiye'de çürümüşlük almış başını gitmiş. Burada artık hiç birşey istendiği gibi olmuyor. Bu anayasa, yine anayasanın verdiği imkanla, 'tali' kurucu iktidar tarafından yapılıyor. Burada herşey meşru ancak bu yapılırken, hele ki söz konusu anayasa ise halkın tam mutabakatı gerekir.

fisun: Atesh ve su bu yorumu senden beklemezdim doğrusu. Türkiye ' de yapılamıyor, ütopik demek, hiç bir zaman yapılamıyacağı anlamına gelmez. Doğrusu neyse yapılması için çaba göstermeli, tepkimizi koymalıyız. Sivil toplum örgütleri bizleri bekliyor. Böyle umursamazlık yerine , her birey üstüne düşeni yapsaydı, zaten bu günlere de gelinmezdi... Tepkimizi koyacağız, susmayacağız...

ottimostrega: bunlar ütopik değil,olması gereken prosedürler. kamer genç buyurdu da siyasi tarihimize girmiş değiller. anketteki amacım bazılarının gözüne özgürlükçü ve demokratik bir anayasanın daha hazırlanışında aksaklıklar olduğunu göstermek. lakin siz de yangına körükle gidiyorsunuz çok teşekkür ederim.