Tun-cem:
Hava kararmaya başlayınca, onun dünyası aydınlanırdı. Derinliğine yaşardı geceleri, sanki karanlıkta bir tılsım vardı. Salkım salkım umut olurdu, yıldızlar gecelerine. Her yıldız onun saçlarının arasında taç, her taç onun düşüncelerinde ışıktı.Bazen dinlediği türküler gecelerini hüzne boğardı. ’Olsun’, derdi ‘bana hüzün de yakışır.’ Şarabını yudumlarken, bir yandan da türkülere eşlik ederdi. Genelde birkaç damla yaş süzülürdü yanaklarından. Ama en güzel öykülerini böyle gecelerde yazardı.
11 Aralık 2008