Kurtulus99: Realist olan daima kazanır.Her konuda. Üniversite işleri şöyle başlar - alan fark etmez- ilk sınıfta kendini bilenler dışında herkesin amacı okulda kalmaktır. Çok değil hemen dönem finalleri sonrası o ''okulda kalacakların'' %80'i KPSS'yi amaç edinir. Bu hedef-gerkçeklik ilkesi hiç sekmez hep aşağı doğru eğim gösterir. En sonunda memuriyete tamah edersin. Ha idealist olup, alesti, öğretim üyeliğiydi çabalarsan akademi seni daha fazla bitirir. Onunda sonu KPSS'ye çıkacaktır gerçi emin ol.

umutcul: Mezuniyetten sonra oldubittiyle geride kalmayacak bir üniversite olmalı, yani verdiği diploma iş bulmada, kapılar açmada etkili olmalı en başta.

sevgiozlemi: Eğitim kalitesi ve bulunduğu il en başta gelen kriterler olmalı diye düşünüyorum.

belgeselci: aslında hepsi ayrı bir tercih konusu. Ama adı duyulmuş büyük üniversiteler her zaman tercih sebebidir. Mesela ODTÜ, Bilkent mezunları her zaman her sahada kapışılır.

ayazcem: Büyükşehirlerden birini tercih etmek lazım...Bir genç için oraların dışında Türkiye'de çok çok şeyler zor oluyor...

servetcembar: İş dünyasında kaç tane kapı açtığı...

pinokyo: Ankara'da öğrenci olmak en büyük (öğrencilik) hayalimdi. Daha doğrusu Ankara'da öğrenci hareketi içerisinde bulunmak. Her ne kadar Kızılay, Yüksel Caddesi, Meclis civarı, Tandoğan gibi yerlerde eylemlere katılsam da okumak ayrı olurdu.

pınarzd: Şehir çok önemli, eğitim kalitesi de öyle. Bununla bağlantılı olarak üniversitenin ismi de tabi ki.

ibrahimpekin: Herşeyden önce şehir, sağlık koşulları ve eğitim kalitesi gelir. Sonrasında da kampüs yaşamı, sosyal çevre gibi özellikler.

keremege: Günümüzde, bunlara dikkat ederek seçim yapabilmek gibi lüksü yok artık adayların. Bir yere kapağı atarsam daha ne isterim mantığı yerleşti iyice. Girmek büyük dert, çıkınca ortada kalmak daha da büyük dert malesef...