mukanhan: Bu konuda kesin bir bilgim yok ama bence Savcı önceki konuşmaları (şiir de dahil), 2006'da TRT'de yapılan konuşmada Erdoğan'nın "Dün neysem bugün de oyum" sözüyle karşılaştırmak istemiştir.Yani 'Değiştim diyor ama aslında değişmedi' demek istiyor sanırım.

Ugugug: eğer yargıda, daha önce suç unsuru olarak kabul edilmiş ve cezalandırılmış konular, tekrar tekrar ele alınabiliyorsa, bu da mümkündür. Hatta 5 yılda bir aynı iddianameye ortaya çıkarıp her zaman siyasi yasaklı tutmak da mümkündür bu standartlara göre. Bu yüzden özellikle bu şiirin metinde yer bulması bana çok mantıksız gelmiştir, haberiniz olsun. O kadar şey varken, bunu koymasalar sanki olmayacaktı.

Ugugug: Bir şey merak ettim, bu iddianamede Erdoğan'ın okuyup, yargılanıp, sonunda 5 yıl siyasetten men edildiği şiire de yer verilmiş, ister istemez insan sunu soruyor. Bu şiirden dolayı yargılanıp cezasını çekmişse, bu bugünkü iddanemede kanıt olarak sunulabilir mi? Bunu soruyorum çünkü; eğer cevap evetse, Erdoğan 5 yıl siyasi yasak alsa ve bu yasak bittikten sonra hiçbir şey yapmadan iddianemedeki gerekçeler yeniden gösterilerek bir daha yasak taleb edilse bir daha yasaklanması gerek çünkü

mukanhan: "AKP iktidara geldikten sonra gelişerek değiştiğini, Milli Görüş gömleğini çıkardığını söyleyen Erdoğan’ın 2006’da TRT’de, “Siyasete girerken farklı, siyasetten sonra farklı bir yaşam tarzı mı uygulayacağım, halkımı mı aldatacağım? Dün neysem, bugün de oyum, değişemem, değişmedim” demesi."

mukanhan: Ayrıca başsavcı geçmişte yapılan konuşmlara da (sabıka kaydı gibi) değinmiş, yani Erdoğan bakın neler demiş : '“Biz Cezayir gibi olmayız. Biz hazmettire hazmettire geliyoruz”', "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Bak koskoca bir yalan" ( Şu sıralar millet iradesi hakkındaki konuşmalarını yan yana getirin, değişimin ne kadar ibret verici olduğunu görün), '“Bu millet istedikten sonra laiklik tabi elden gidecek”' Şimdi bazılarınız değiştiğini söyleyeceksiniz, işte yanıt :...

fisun: Böyle kendisiyle çelişen, çıkarcı hukukçular anayasa hazırlıyorlar. Bir kez daha deşifre olmuşlardır.

fisun: Başsavcı üstüne düşen görevi yapmıştır, yapmalıydı. Çünkü iki kez çok ağır bir şekilde uyarmasına rağmen, takmadılar es eçtiler. Bu uyarı gerekliydi. Bu memleket sahipsiz olmadığını farketti. Keşke kapanmasa, akp kendi batağında kendisi boğulsa....Son 17 ocak uyarısını bir kez daha incelerseniz, bu sürpriz bir karar değildir. Uzaydan halk getirelim diyen Ergun Özbudun beyefendi, refah partisinin kapatma davasında AİHM' ne karşı Türkiyeyi savunmuştur.

mukanhan: Bir gazeteden alıntıdır: "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, iddianamede ağır suçlamalarda bulundu. “Takiye” ve “toplumsal mutabakat” yöntemiyle hareket eden AKP’nin önce ılımlı İslam, sonra da şeriatı amaçladığını vurgulayan Yalçınkaya, cumhuriyetin hiç olmadığı kadar büyük tehlike altında olduğunu vurguladı." Bu iddia yabana atılır gibi değil!

fisun: Bu belgeli bir gerekçe.

fisun: Orman bakanlığının belediyelere gönderdiği bir genelge olduğunu sanıyorum.

Ugugug: Hâlâ ediyorum, bilen varsa

Ugugug: Merak ettim, hangi genelgede?

mukanhan: Bir genelgede(genelgelerin devlet tarafından çıkarıldığını bilirsin herhalde) "Rahmetullahi aleyhim ecmain" ifadesinin geçmesi hangi özgürlükle açıklanabilir, hangi demokrasiyle biri bana açıklayabilir mi? Biz Türk müyüz Arap mı?!! Bunun kişisel bir açıklama olması halinde es geçilebilir ama genelgede yer alması garabettir!

general_X: Partiler ancak son derece istisnai durumlarda kapatılır. İddianamede yer alan iddialar bir çeşit demeç ve eylemlerden derlemedir. Ancak bu yönde istisna oluşturacak şartların oluştuğunu ispat edebilecek bir metin değildir. Özellikle demeçler düşünce ve ifade özgürlüğü bağlamında ele alınır ki bu noktadan hareketle kapatmayı gerekçelendirme zorlama olur. Eylemler hassasiyetle değerlendirilmelidir. Kapatmayı gerektirir mi onu da hakimler değerlendirsin. Kapatılırsa siyasetin alanı iyice daralır.

bahcivan: Parti kapatmak hukuksal birşey mi sizce ya da problemin çözümü mü?

mukanhan: Eğer hukuk içindeyse ve biz Hukuk Devleti'yiz diyorsak o zaman şikayet etmemek gerek! Ben hukuk dışı derken, askeri müdahelelerin hukuki bir dayanağı yok demek istemiştim.Yani herhangi bir kanunda "asker bu şekilde müdahele eder" diye bir hüküm yok bildiğim kadarıyla.12 Eylül'cülerin yargılanmaması hukuk içi olduğunu göstermez, bu konuda harekete geçilmemiştir o kadar.

Ugugug: Askeri müdahele hukuk dışı değildir, öyle olsaydı, 82'cilerin yargılanması gerekliydi şimdiye kadar, demek ki o da hukuk dışı değil.

mukanhan: Aradaki fark şudur: Askeri müdahele, hukuk dışı fiili bir müdaheledir ama yargısal müdahele tamamen hukuk içidir.Bu kapatma davası açılmadan önce de Anayasa'daki ve Siyasi Partiler Kanunu'ndaki parti kapatma hükümleri mevcuttu.İşin ucu AKP'ye dokununca mı anti-demokraitk oluyor?

Ugugug: Aradaki fark?