Kurtulus99: o vakit kaderi ancak tanrının münezzehliğiyle açıklayabilirsiniz.Kader konusunda dogmanın belinin bükülmeyeceği tek yer sade bu alan olabilir.Ancak tanrının sıfatdan,mekandan ve zamandan soyutlanması bir nevi tanrının da bilinmezliğe tekabul etmesi demektir.O vakit de ortaya iki sorun çıkıyor.1) Bilinmeyen,hayali olan tanrının hiç olmamasından farkı nedir? 2) Aklın egemenliğine güvenenler için bu durum rasyonaliteyle bağdaşmaz.Çünkü aklın sınırlarının munezzehlik durumuna ermeyeceği aşikardır.

Kurtulus99: İşin işine 'tercih' girdiği andan itibaren ortada bilinmezlik var olur. Eğer tercih biliniyorsa tercih olmaz,çünkü irade konmamış olur.Yani oluşacak olan her kararı bir varlık biliyorsa o vakit ortada tercih söz konusu değildir,çünkü kararlar bilinmektedir.Bu sebeple özgür iradeden yada 'sınama' dünyasından bahsedilemez.Dolayısıyla insanlar kaderden de sorumlu tutulamaz.Kader inancının tahakkümü altına girmek ve bunu kabul etmek gerekiliyorsa (ki inancınızdan dolayı bu kesin olan durumdur.)

kahramantürk: Ayın tutulacağı tarih hesaplanmıştır ve o tarihte de ay tutuluyordur.Takvimde yazdığı için ay tutulmuyordur yani.Aynen öyle de Allah bizim kaderimizi biliyor.Ama bizi yapacağımız işlerde serbest bırakıyor.Yani biz irademizle hayrı veya şerri tercih ederiz.Ve nihayetinde de hesap günü..İşte yalnızlık ta bizim yaptıklarımızın sonucudur ama bunu Allah önceden biliyor!