dpd06: pollemik.com'un kazandırdığı bir yetenek:)

Tun-cem: Kısaca özetleyebilmek bir yetenektir ama.

dpd06: fikrimi söyledim sadece;)

Tun-cem: Dpd olayı çok iyi özetlemişsin teşekkür ederim.

dpd06: ayrıca atatürkle aynı fikirleri paylaşmıyor diyelim,bunun için neden suçluyorsunuz ki ugugug?suç değil bu,herkes aynı fikri paylaşmak zorunda değil ki.nazım hikmet komünisttir ve atatürkte komünizmi sevmez.bu durumda birbirlerini sevmeyebilirler.bu anormal değil ki.

Tun-cem: Bu ülke içinde sınırlarımız ayrı o zaman.Senin özel sınırın var anladığım kadarıyla ))) .Dünyanın kabul ettiği bir değeri ülke halkımızdan bazılarının kabul etmemesi ilk değil.Bu ülkede hırsız ve hainler baştacı edilir . Vatanseverler ise hain. Malesef.

Ugugug: Mektup (varsa) neyi gösterir bilmem, Nazım Atatürk'le ideolojik olarak ters düştüğü ve Atatürk'e burjuva, veya burjuvanın etkisinde kalmış ithamında bulunup, ve ulu önder ve ordusuna afedersiniz ama ne yazık ki resmen (normalde burada yazılmaz ama bu seviyesiz adam yazmışsa benim yapacağım bir şey yok) 'köpek' yakıştırması yapmış bir şairdir, büyük şairdir ama şairliği dışında bu ülke sınırları içinde sıfırdır

Tun-cem: http://www.aleviweb.com/forum/showthread.php?t=17234

Tun-cem: yargılandı. Talat Turhan yargılandı. Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan yargılandı. Türk Ordusu’na arkadan kurşun sıkan ABD uşaklarının hakimliğinde, Deniz Gezmiş gibi “Kurtuluş Savaşı öyküleriyle büyüyen” 2. Kuvayı Milliyeciler asıldı. Nâzım’ın Atatürk’e yazdığı mektup, onun Kemalist devrimci ve Milli Mücadeleci ideallerden en büyük haksızlık anında bile vazgeçmediğini göstermektedir:

Tun-cem: Hitler’e peşkeş çekmek istediler, sonra da ABD’ye… En sonunda pis ABD çuvallarıyla Türk askerlerinin üstüne çullandılar. PKK namlusundan çıkan ABD kurşunlarıyla şehit edilen Türk gençlerine “kelle” diyenler asla yargılanmadı; ama tam bağımsız Türkiye ve Atatürkçü Ordu taraftarları idam bile edildi. Yine, Kuvayı Milliyeci Nâzım da yargılandı. Talat Aydemir yargılandı. Genç Kemalistler Ordusu’nun her ferdi

Tun-cem: “Senin eserine ve sana, aziz olan Türk dilinin inanmış bir şairiyim” Nâzım’a atılan iftira, genç subayları emre itaatsizliğe ve devlete isyana teşvikti. Ondan sonra nice devrimciye nice Kemaliste aynı suçlama yapıldı. Ordu-milletin yeniden ayağa kalkmasından ölesiye korkanların devrimcilere en azgınca saldırı vesilesidir bu. Oysa kendileri Atamızın, Türk’ün Ordusunu önce

Tun-cem: Bugün Rab’leri ABD olanların, Kurtuluş Savaşı yıllarında da Rab’leri İngiltere’ydi. İngiliz ajanı Rıza isimli bir sapığı “başbuğ” belleyebilen Amerikan “ülkü”sünün katilleri de Nâzım’a “vatan haini” diyordu. Ama onun Milli Mücadeleci kalemine işbirlikçilerin küfürleri ve zindanların duvarları vız geldi. 2007 yılında, Kuvayı Milliye Destanı’nı okuyup 2. Kuvayı Milliye’ye, yeniden Milli Mücadele’ye atılan Türk gençleri Nâzım’ın kim olduğunu bilir!

Tun-cem: işgalcilere direnenlerin dinlenmemesi ve tutuklanmasını emrediyordu. İngiliz ve Yunan uşağı yeşil sarıklılar, Türkiye’nin Atatürk’süz yıllarında yine bu ülkeyi Türklere zindan etmeye başladılar. ABD uşaklığına terfi etmişlerdi. Utanmadan Nâzım’a ve tüm devrimcilere saldırdılar: “Allahsız, dinsiz, kafir!”

Tun-cem: 1922’de kaçtıkları Türk vatanına ancak 1938’de Atatürk’ün vefatından sonra tekrar dönenler oldu. Nâzım’ın bildirileri ve şiirleri Anadolu’da Kuvayı Milliye’ye asker toplarken, Atatürk’ün ölümüne yakın Nâzım’a iftira atanlar, Atatürk öldükten sonra onu zindanlara kapatanlar, o günlerde İngiliz gemilerine ve Yunan uçaklarına “Mustafa Kemal’in katli vaciptir!” fetvasını yükletiyor, Anadolu’daki subaylara telgraf çektirip, başta Mustafa Kemal olmak üzere Saltanat’a ve Hilafet’e isyan edenlerin....

Tun-cem: Milli Mücadele’nin siperlerinde elde tutulan tek silah, tüfek ve süngü değildir. Mustafa Kemal Paşa, Ulusal Kurtuluşçuların harıl harıl çalışmaya başlayan matbaasından halkı Milli Mücadele’ye çağıran bildirilerin ve mısraların saçılması için Nâzım’ı ve arkadaşlarını görevlendirir. Ona hain yaftasını yapıştıran kimileri daha o günlerde İstanbul’daydılar. Bir kısmı çok ama çok geç Anadolu’ya geldi. Bir kısmı hiç gelmedi.