Ülkenin birinde, kasım kasım paşaların oturduğu rivayet edilen bir eyaletten bir Kral seçilmiş (Masal bu ya Kral seçimle iş başına geliyormuş). Senelerce ite kaka ama bir şekilde gözleri boyaya boyaya ülkeyi yönetmiş. Her şey iki dudağının arasındaymış. Derken günlerden bir gün adı başka bir ülkenin sen de savcı, ben diyeyim kadısının elindeki bir yolsuzluk iddianamesinde geçmiş. Bunlara cevap vermek, soruşturmanın sağlıklı yürütülmesini sağlamak yerine yüce Kral bunu haber yapan gazetenin sahibine yüklenmiş, tehdit etmiş. Kralın böyle davranması size neyi düşündürdü?
Masal bu ya, ülkenin birinde hazımsızlık hastalığına müptela bir grup varmış. Esen rüzgardan nem kaparlar, öküzlerin altından buzağı toplamak için uğraşırlar, asker postalları ile yatıp kalkarlarmış. Bir gün gelmiş hazımsızlar güruhunun başına hazmedemedikleri adam kral oluvermiş. Sizce bu hazımsızlar hazmetmeyi öğrenebilmiş midir? Ayrıca bu anketi onaylayanlar;biliyorum bu yorumum sizin (çifte) standartlarınıza uymadığından silinecek. Benim Yunus Emre Türk Büyüğü müdür? anketimden daha mı iyi?