Genelkurmay Başkanlığı'nın 27 Nisan 2007 tarihli, eğitimde irticai faaliyetler, dinin siyasete alet edilmesi, laiklik ve Cumhurbaşkanlığı seçimine vurgu yapan, TSK'nın kendisine verilmiş görevleri yerine getirme konusunda kararlı olduğunu, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık bir şekilde ortaya koyacağını belirten açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu sert açıklama yapılmadan hemen önce Büyükanıt ve Erdoğan'ın son derece ılımlı bir görüşme yapmış olması da TSK'nın tuhaf anlayışını bir kez daha ortaya koymaktadır. Neden yüzyüze görüşmelerde '..çok sayın başbakanım..' deniyor da, basın açıklamasında '..birtakım irticai kesimler..' şekline dönüyor bu hitap şekli? Ne düşünüyor bu 'birtakım laik kesimler' acaba :) Kriz yaratıp, voleyi vurup aradan cumhurbaşkanı olabilirler mi, bunu mu merak ediyorlar?