Ülkenin birinde, doğanların aydın olduğu rivayet edilen bir eyalette bir gazete patronu varmış. Masal bu ya, bu patron her kralı tehditle, şantajla, rüşvetle kendi yanına çeker, işlerini kolaylıkla halledermiş. Derken günlerden bir gün milton adında bir oteli almış, amacı buraya gökdelen dikmekmiş. O eyaletin yeşil çevresini mahvedecek bir gökdelen. Yeni seçilen krala bu isteğini iletmiş ve yeni Kral da 'Ben önceki krallara benzemem' diyerek patronu kovmuş. Patron da 'Sen misin beni kovan' diyerek başlamış gazetelerinde televizyonlarında kralı karalamaya. Patronun böyle davranması size neyi düşündürdü?
İşte kullanılmayan organın körelmesinin bir kanıtı daha. Bu site ucundan bilime de ışık tutuyor sanırım. Sürekli hazırı yemeye, verileni görmeye, aynı şeyleri dinlemeye mahkum kalırsan, düşünmen gereken durumlarda böyle afallar, kendini de rezil edersin. Patronun kömür dağıtmasında koptum zaten. Buna devlerin çarpışması diyoruz, pislikler dökülüyor etrafa. Biri kendini padişah sanan bir şaşkın, diğeri onun has adamı. Ama etin lettezli yerini hangisinin yiyeceğine karar veremeyince kıyamet koptu.