servetcembar: Romanları seviyorum...Zaman yolculuğu yapmak gibi...

keremege: Edebiyat sevmek bir ayrıcalıktır bence. Anlayarak sevmek ama. Aslında her türünden aldığım zevk başkadır ama şiir, roman, anı ve biyografi bir adım öndedir.

sol: Edebiyattan geldik her türlüsüne kabulüz..Hiç bir omuru eksik insan olur mu?

bjk1903: Edebiyat bence insana dair her şeyin başlangıç noktası. Malzemesi kuvvetli bir dil olunca insanı anlamak ve anlamlandırmak için eşsiz bir alandır. Nadiren roman okuyan biri olsam da kaliteli romanları severim. Türk destanlarını ve Türk büyüklerinin biyografilerini severek okurum. Özellikle tarih alanında kaleme alınmış makaleler ise en çok okuduğum türdür. Şiir konusunda seçiciyimdir. Genellikle serbest nâzımla yazılmış, hiçbir disipline sahip olmayan tekerleme tarzındaki şiirlerden hoşlanmam.

dpd06: İlk roman tabii ki, gözümü onlarla açtım. Sonra biyografileri çok severim, çok hoşuma gider onları okumak, en son Jack Londonın biyografisi çıktı İş Bankası yayınlarından, 45 lira olunca zorluyor öğrenciyi biraz, bekleyeyim de indirime girsin diyorum. Neyse, mizahı da severim, Aziz Nesin bu işin ustası ama Metin Üstündağı da silip atamam.Şiirle maalesef çok ilgili değilim, gerçi farkediyorum ki yaşım ilerledikçe yavaştan kayıyorum oraya. Edebiyat iyidir, her türlüsü candır ama.

ibrahimpekin: Şiirle çok içli dışlı değilim ama üzerine düştüğüm bazı şairler var tabi. Tiyatroyu her yönüyle severim. Romanı sevmeyen azdır zaten. Biyografiye de düşkünümdür. Merak ettiğim yada yeni duyduğum birinin hayatını araştırmayı çok severim ilgimi çektiği sürece. Mizahı da yazalım gitsin, olmazsa olmazlardan denilebilir :)

çiçek: 33 yaşındayım ama hala masalların yeri ayrı..

pinokyo: Şiir ve öykü. Ama öykü uzun olunca güzel olmuyor. Ahmet Büke, Sabahattin Ali, Sait Faik, Behçet Çelik vs onların öyküler güzel. Anı, otobiyografi, biyografi de güzel. Birde denemeler ama en iyisi mektuplar.