umutcul: Daha önce de dediğim gibi,bunu çok dillendirmek sorunu budaklandırıp büyütmekten başka şeye yaramaz. Çünkü insanlarda gözlediğin en önemli özelliklerden biri şu, ortada bir sorun varsa önce ona duyarlıymış gibi davranıyor ama aradan çok geçmeden o sorunu tekrar görmezden geliyor hatta bizim sorun diye tabir ettiğimiz şeyi daha da yoğunlaştırarark yaşamaya başlıyor. Çünkü artık ortada böyle bir sorun var, bu kabulleniliyor.

umutcul: İyi gözlemcisin ama yine de felaket tellalı gibi konuşuyorsun malesef. Mesela bu yıl 9.su düzenlenen Türkçe olimpiyatları gerçekten güzel bi etkinlik. Bunun üzerine konuşup daha neler yapılabilir, biz üzerimize düşeni ne derece yerine getiriyoruz ya da etrafımızda bunun için ne gibi düzenlemeler yapabiliriz, nelere gücümüz yetebilir? bireysel olarak ya da küçük gruplar olarak..Bence sorun zaten ortada ve bunu dile dolamanın hiç bir anlamı, kimseye faydası yok.

dpd06: Fransanın kültürünü koruma programları var,hiçbir tabela Fransızca dışında bir dil olamaz,yeni yasa çıkardı adamlar sırf kültürlerini korumak adına,bir sorun varsa onu görmezden gelmek onu daha da büyütür,sonra toplumsal kriz yaşanınca e dün birşey yoktu bugün neden bağırıyorsunuz denir.Oysa ki sorun hep ordadır da görmek isteyen görmüştür,istemeyen görmemiştir.Bu kadar basit.

dpd06: Kürt sorunu 3 günlük bir sorun değildir,zaten sorun olması yıllaaar yıllar öncesine dayanır,neyse o ayrı bir pollemik konusu.13-14 yaş küçük değildir,çok şeyin farkındadır ama bu anket ne diyor ya ben bunda bir gariplik göremedim diyorsa bu kelimeler dile çoktan yerleşmiş demektir,sen ben o farkı görürüz ama çocuk öncesini bilemediğinden anlamaz,demeye çalıştığım buydu,eğer bugün İstiklalde yürürken tavuk mangalı BBQ (barbekü ki o bile Türkçe değil) yazan bir pano görüyorsam bu elbette bir sorun

umutcul: Önceleri Kürt sorunu küçük çaplı sürtüşmelerin ve gruplar arasındaki savaşımların ürünü iken bunun bir kitle sorunu olduğu dilllendirilmeye başlandıktan sonra birileri bunu resmen kullanarak sorunu ülke meselesi haline getirdi ve şimdi temizle temizleyebilirsen.. Halbuki bu sorun böylesine heyecanla ortaya konmamış olsa bu derece büyümeyecekti. yani gerçek bir meseleye dönüşmeyecekti. Umarım düşüncemi doğru anlatabilmişimdir..

umutcul: Bu tür ifadelerin kullanılması elbetteki dilin güzelliğini bir kenara bırakmak anlamına geliyor bazen ama bunu böyle abartılı şekilde dile getirmek daha çok bozucu etki yapar. Bunun yerine çevremizde örnek konuşma şekilleri sergileyerek bunları azaltmaya gitmeliyiz. kum tepesini dağa çevirmek kimseye fayda getirmez, aksine gerçekten soruna dönüşmeye başlar. Örneğin kürt sorunu;

umutcul: Afedersiniz belki bana uykuya yatırılmış bir vatandaş diyeceksiniz ama bu sözcüklerin kullanılmasını bu derece büyük sorun gibi görmenizin altında biraz komplo heveslisi bakış görüyorum. 13-14 yaşındaki çocukların bunları anlamamasını bir kriter olarak kabul etmek bence çok garip olmuş. O aştaki çocuklar hangi dönemde olursa olsun duyduğu pek çok şeyi anlamakta zorlanır zaten. Hatta günden güne çocuklar daha fazla donanımlı ve uyanık büyüyor.

drosophila: Sermaye imparatorlugu caginda yasiyoruz ve bu cagda ulus-devletlerin devamliliklarini korumasi zor. Tek bir devletin degil, dunyada cogu devletin ulusalci olmasi lazim. Ama zaten bir zamanlar boyleydi ve bunun da sonucu kuresel devlet utopyasidir - ki zaten gerceklesiyor. Ama sizin dediginiz sey sureci basa dondurmek. Bu yuzden geri donus cok zordur. Soyle ki, daha esitlikci bir dunya istiyorsaniz avci-toplayici zamanina donmelisiniz ve hep oyle kalmalisiniz. :)

dpd06: İnançsız yada biçare değilim ki, belki negatif bir tablo çizmiş olabilirim ama durum budur, ülkeyi kurtarmakla olacak iş değil bu, Atatürk kurtardı diyorsunuz,devamı geldi mi? Gelmedi,ulus devlet gelişmekte olan ülkelerde zayıflatıldı,Türkiye ekonomisinde Türkiyenin sözü yok.Demek ki dış 'mihraklar' istediği şekilde müdahale edebiliyor,bireysel değil kollektif bir çalışmayla değişir bu sistem o da yakın zamanda mümkün değil.Artık fazla gerçekçi mi dersiniz, aşırı hayalci mi bilemem.

Önert: Aynı şeyleri düşündüğümüze memnun oldum. Ancak ben, bir kez özgürlüğün ve bağımsızlığın tadına varmış bir ulusun, bir daha bunu kaybetmesi güç diyorum. Önemli olan, sözünü ettiğiniz neoliberallerin ekmeğine yağ sürmemek. İnançsız, biçare durmak gerekmez. Bizim elimizde denenmiş ve başarılı olmuş bir model var. Hani 1950'den bu yana tasfiye ede ede bir türlü bitiremedikleri model. Atatürk Devrimi yani.

dpd06: İngiliz mandasına girelim demeyeceğim merak etmeyin,çoktan ABd mandasına girdik zira ama bu düzenin değişmeyeceğini bilmemle 1919un alakası yok,eğitimimin alakası var,böyle gelmiş böyle gidiyor,Türkiyeyi çok fazla büyütmeye gerek yok,bugün tüm dünyada dinciler güç kazanıyor,1980lerde tüm dünya neoliberalleşti,Şili de darbeyle neoliberalleşti tıpkı bizim gibi,dünyanın başka ucu oysaki.B ir Chavez var düzeni değiştiren,onu da yakında Allende gibi yollarlar.

Önert: Doğru. AKP küresel sermayeye hizmet eden bir partidir. Ama bakın, sizde kabullenmişsiniz. Sonsuza dek bu ülkeyi AKP yönetmeyecek. Türkiye sıradan bir Ortadoğu yada Afrika ülkesi değildir. Yüzyılın iki büyük devriminden birini gerçekleştirmiştir.Bağışlayın ama konuşmalarınızı 1919 koşullarındaki teslimiyetçilere benzetiyorum.

dpd06: Azıcık gerçekçi olmak gerek, Akp hükümetinin yapacağı son şey bu devleti korumak.

Önert: Yozlaşmayı yada küreselleşmenin olumsuz etkilerini kabullenmek başka şey, bunun çözümsüz olduğunu, buna karşı durulamayacağını söylemek başka şeydir. İlki durum tespitidir, ikincisi ise çözüm. Küreselleşmenin her türlü olumsuz etkisinin çözümü vardır. Örneğin Ulus devlete sahip çıkmak gibi...

dpd06: Teslimiyet değil ki bu, gerçeklerin yorumlanışı. Küreselleşme ve kapitalizm taraftarı biri değilim ama 13-14 yaşındaki üyeler ankete bakıp bu ne ben bu anketi anlamadım diyorsa dil çoktan yozlaşmıştır, yozlaşmanın olduğunu kabul etmeden neyi geri çevireceksiniz?

Önert: Küreselleşen dünyaya teslim olursanız geri dönüşü olmadığını da kabullenirsiniz.