Kurtulus99: Beyfendi sorun kadınların askere gidip gitmemesi değil,sizin bahsettiğiniz ' zayıf yaratılma ' durumudur.Benim verdiğim örnekler gösteriyor ki aksine, kadınların zayıf olması yapısından (sizin deyiminizle yaratılıştan) değil, toplumsal düzenin getirdiği bir oluşumdur.Eğer kadın zayıf yaratılasydı,bundan bin yıllar önce toplumu yönlendiren ve yöneten kadınlar olmazdı yada binyıllar öncesinde de ' aile işleri' ile sınırlandırılırlardı.

cranberry92: Tamam, biyolojik açıdan da erkeklerin bazal metabolizmaları kadınlardan görece yüksektir. Yani erkekler, kol gücü gerektirecek mesleklerde bu yüzden çoğunluktadır. Her sektörde homojen olarak kadın-erkek dağılımı yok. Bu noktalarda katılıyorum size 'belgeselci'. Katılmadığım nokta da şu: Birey çalıştıkça kendini kendine kanıtlar. Mutluluğun sırrı çalışmaktan geçiyor. İnsan evlenince parazit gibi yaşamamalı. Kadınları aile ve sanat arasına indirgemek de çok doğru değil.

belgeselci: Peki öyleyse kadınlar da askerlik yapsınlar. Buyurun, yasa çıkarıldı farzedelim. Aile ve akraba mensuplarınızdan hangi bayan askere gidecek? Kimin eşi, kız kardeşi ya da annesi askere gidecek? Eğer o kadar eşit olsaydı kadın peygamber de gelirdi. Demek ki kadın her yerde olamaz. İş hayatında kadınlar hep hasta olur, izin alır, rapor alır. Verim vermezler. Sanat olayına gelince: sanat denince akla önce ressam, heykeltraş akla gelir. Sonra diğerleri. El örgüsü olmadığı çok açık!

Kurtulus99: Kadın,bundan bin yıllar önce toplumun her yerinde varlık gösterecek kadar ' güçlü ve kararlı ' idi. İlkel komünal toplulukların yapısı anaerkil ailelerdi. Öyle ki tarımı bulan ve geliştirende kadınlardır. Amazonlar ve hala Afrika'da bazı kabilelerin anaerkil yapıda olduğunu bildiğimize göre,demek ki kadın hiçte sandığınız gibi bir kimliğe mensub değil.Ayrıca yorumunuza bakarak,sanatsal yetenekten de örgü-el işlerini falan kastettiğinizi sanıyorum.Öyleyse gerçekten komik.